- İKİNCİ SAYFA
- MEKKELİ KADINLAR SENDROMU
- ANLAM VE FONKSİYONLARIN KAVRAMLARI
- KÖK HÜCRE
- GÖZLER KAPANINCA, GERÇEK KAYBOLMAZ, SADECE KAPATAN GÖRMEZ
- YER ENDÜLÜS YIL 1492
- BÜTÜN İNSANLAR ÜMMETLERİNİN ESERİDİR -1-
- BÜTÜN İNSANLAR ÜMMETLERİNİN ESERİDİR -2-
- ŞAHİTLİK EDECEK ADAMLAR ARANIYOR
- KAÇAK
- HERKES HAKİKATİ BİLMEYİ İSTİYOR MU?
- HAYAT ÜÇGENİ
- ŞAİRLER
- HÂLE NEDEN OLAN ETKENLER
- DEDİ Kİ!
- YANLIŞ ÖZGÜVENİN BEDELİ AĞIR OLABİLİR
- CENNETİ İNŞA ADERKEN
- DÜŞÜNEMEMENİN PENÇESİNDE DAYANILMAZ HAFİFLİK
- KAOS GÜNLERİNDE DURUŞ
- UNUTMAYALIM MÜCADELEMİZ!
- GEÇİŞ PSİKOLOJİSİ
- KURUCU VE İNŞAİ KAFA
- ASALETTEN MÜLHEM HAYAL KURABİLMEK
- BENCİLLİK VE ADALET
- AKLEDENLERİN İLGİ DUYACAĞI BİR YAZI
- KÖYÜN YOLUNU KAPATAN TAŞ
- BÜYÜK CİNAYETLER
- KENDİ PENCEREMİZDEN BAKABİLMEK
- ŞÖHRETLER
- MECBURİ İSKAN GÜNLERİNDE TEFEKKÜR
- GÖZYAŞI
- MÜSADEME-İ EFKÂRDAN BARİKA-İ HAKİKAT Mİ DOĞMUŞTUR?
- HAYIR! İSLAM BEDEVİ İNSAN VE AHLAK ÜRETMEZ
- SUNİ HAYATLAR
- BİR AMAZON MASALI
- KALDIĞIMIZ YERDEN DEVAM EDEBİLECEK MİYİZ?
- ORTALAMA İNSANIN ŞAŞKINLIĞI
- HAK MESELESİ
- ZÜLFİYARE DOKUNMANIN KAÇINILMAZLIĞI
- VAROLUŞ NEDENİNİ GERÇEKLEŞTİRMEK FARZ-I KİFAYE DEĞİLDİR
- ŞEBEKLEŞME EĞİLİMİ
- TEVBE MEVSİMİ
- BABAMIN ÖLDÜĞÜ GÜN Kİ GİBİYDİ
- KÜÇÜK, GEÇİCİ, KOPUK ANLAMLAR İMAL ETMEK
- KIRMIZI ÇEKİRGELERİ KOVALAYAN KIZIL DENİZ
- HAYAT, ANLARI KİRLETMEK DEĞİLDİR
- DÖNÜLMEZ AKŞAMIN UFKUNDAYIZ
- SON HAVADİS
- MISRO'YA MEKTUP
- ROMANTİZM GİDİNCE GERİYE BİR ŞEY KALMIYORSA
- DİYEBİLDİĞİMİZ AN...
- NE ARA FİLMLERDEKİ DOSTLUKLARA AĞLAR OLDUK?
- SENARYOLAR
- 2020 YILINDA TEBLİĞ VE DAVET ZARURİ Mİ? BEYHUDE Mİ? -1-
- 2020 YILINDA TEBLİĞ VE DAVET ZARURİ Mİ? BEYHUDE Mİ? -2-
- 2020 YILINDA TEBLİĞ VE DAVET ZARURİ Mİ? BEYHUDE Mİ? -3-
- BİR TİTANİK YAZISI
- STRATEJİK TEFESSÜH
- İNSANLIK TARİHİ BOYUNCA GERÇEKLEŞMİŞ EN BÜYÜK İHANET
- BİR İNSAN KENDİNİ NE ZAMAN DEĞERLİ, GÜÇLÜ VE HUZURLU HİSSEDER? BÜYÜK YÜZLEŞME /1
- ÖZGÜRLÜK FITRATTAN MIDIR? BÜYÜK YÜZLEŞME / 2
- DİRİLMEK İÇİN ÜRETMEK BÜYÜK YÜZLEŞME / 3
- İNSANIN DEĞER, HUZUR VE GÜÇ İÇİN PAYLAŞMASI BÜYÜK YÜZLEŞME / 4
- ODAK NOKTASI
- KORKULARIMIZ VE KAYGILARIMIZ
- HAYAT HİKAYESİ
- ASIL SEN HİÇ BİR ŞEY YAPMIYORSUN
- İLLÜZYONDAKİ ZİHİNLERLE NE YAPILABİLİR?
- RUH KRAMPLARI YA DA İÇ AYAKLARINI UZATABİLMEK
- ORDULAR NASIL DURDURULUR, İNSANLAR NASIL HAREKET GEÇİRİLİR?
BÜTÜN İNSANLAR ÜMMETLERİNİN ESERİDİR -2-
Duygusal tonu yüksek, temenni içeren fakat bunun gerçekleştirilmesi için sorumluluk altına sokmayacak biçimde yazılan metinler büyük ilgi görmektedirler.
Eğer bu temennileri somut hedeflere döndürüp, ne ve nasıl yapmak sadedinde bir şeyler yazılırsa, ilgi, radikal bir şekilde azalmaktadır.
Bunun, hangi psikolojik nedene dayandığı üzerinde bir miktar düşünmek gerekmektedir.
Temenniye ilgi gösterip, gerçekleşme olgusu ve süreci ile ilgilenmemek; temelde, temenninin dayandığı hususa ihtiyaç duyulduğuna işaret etmektedir.
Ancak bu ihtiyacın giderilmesi için sorumluluk almak da istenmemektedir.
Şairin dediği gibi; "ben seni sevebilmek ihtimalini seviyorum."
Zira gerçekten sevmek, bu sevginin sorumluluğunu da üstlenmeyi icap ettirecektir.
Bir başka neden ise yüzleşebilmek korkusudur.
Bir biçimde kabul edilen, konsolide edilen ve standartların bu çerçevede oluşturulduğu bir yaşam biçimini veya tercihleri ilzam edebilecek bir tespit veya öneri üzerinde düşünmek, sonuçları olabilecek bir yüzleşmeye neden olabilmek ihtimaline sahiptir. Bu nedenle zihnen engellenmesi gerekmektedir.
Burada ortaya bir çelişki çıkmaktadır.
Eğer fikir; teklif değil de tespit formunda sunulunca ilgi gösteriliyorsa; teklif, tekellüf ve bunun gerçekleştirilmesine ilişkin bir açılımla sunulunca ilgi kayboluyorsa, bu nasıl izah edilmelidir?
Tespite ilgi duymak, bu hususlarla alakalı bir ihtiyaç ve arayışa işaret etmektedir. Ancak iş, teklife ve gerçekleştirilmesine dönünce, ilginin kaybolması da; bunun bilinçli bir hakikat arayışından daha çok, gayr-i ihtiyari bir dip arayış olduğunu göstermektedir.
Ancak sorumluluk almaktan kaçınmak ya da korku psikolojisinin tezahürleri; bilinçli bir reddediş ya da mesnetli bir eleştiri biçiminde gelişmemektedir.
Bazen muhatabın; sanki bu hususların fıtrat, hakikat ve fonksiyonlarını kâmilen biliyormuş da, ilgilenmesine gerek yokmuş gibi bir tavrı biçiminde tezahür eder.
Bazen, sanki bu teklifler sunulunca, muhatap, eleştirilip-yargılanıyormuş duygusunu yansıtır.
Bazen, üstadların ya da tartışılmaz doğrucuların dokunulmaz telakkileri karşısında, bir şeyler yazmak cüretini gösterenlere had bildirmek şeklinde tezahür eder.
Bazen de, kendi ihtiyacı yok fakat diğerlerine bir şeyler söylemek yetkinlik ve sorumluluğundaymış gibi hareket edilir.
Hakikat peşinde olmak, hakiki bir arayışı da zorunlu kılmaktadır.
Ümmet kavramına yaklaşım böyle bir niyet çerçevesinde olmak zorundadır. Zira aynı, din kavramının fonksiyonları ve fıtratı çerçevesine ilişkin geliştirilecek net ve bütüncül bir anlayış gibi; "ümmet" ve benzer kurucu kavramlar üzerinde de tefekkür etmek, çalışmak gerekmektedir.
Zira bunların hakikatının anlaşıldığı; bunlar üzerinden bütüncül bir düşünce sistematiğinin inşa edildiği ve bunlarla, bir hayatın inşa sürecinin gerçekleştirildiğine ilişkin kanıtlar görülmemektedir.
"İslam Ümmeti" kavramının bu perspektiften okunmasını teklif ediyorum.
Konunun önem ve hacmine binaen, kavramı bir sonraki yazıda ele alalım inşallah.
Hızlı Menü
Arayabilirsiniz